Sezginin Gücü

Sezgi sahip olduğumuz en büyük güçlerden biridir. Ne var ki kullanılmayan bastırılan akıl ve mantık düzleminde can çekiştirilen bir güç olarak ışıldamasına izin verilmeyen bir duygudur.

Kadınların sezgileri erkeklerin sezgilerinden daha güçlüdür. Genel olarak Kadınlar kalplerine, erkekler kafalarına öncelik verirler. Kalp sevginin sezginin ve zekanın ana yuvasıdır, zihin hesabın, mantığın ve aklın ana yuvasıdır. Kalpleri ile hareket edenler; şair ressam yazar, heykeltıraş, şarkıcı , besteci, müzisyen olur. Kafaları ile hareket edenler; doktor, mühendis, avukat, marangoz , mimar olur. Kafaları ile hareket edenler bilim insanı ve filozof olurlar, kalpleri ile hareket edenler mistik bir bilge olurlar.

Bazen aklın yeterli olmadığı çıkmazlarda imdadımıza koşan şey sezgidir. Sezgilerimizle hareket ederek aklın içinden çıkamadığı birçok zor durumdan kurtulmayı başarırız.
Bedenin verdiği doğal tepkilere içgüdü denir ve milyonlarca yıldır bizleri ani tehlikelerden koruyan güç bu güçtür, ruhun tepkilerine ise sezgi denir ki hayatımızı renklendiren ve anlamlandıran güç de bu güçtür.

Kafa hiçbir dürtü vermez ve güvenlik hesapları peşindedir, sezgi maceradan çekinmez. Hayal gücünün sınırlarını zorlar. Problemlere verdiği cevaplar mantık düzleminde açıklanamaz ama gerçek çözümler sunar.

Kafa ve kalp arasında uyum sağlamayı başaranlar ise dâhilerdir. Bu insanlarda kafa son derece gelişmiştir ama bazı durumlarda kafanın ulaşamadığı noktalarda sezgiyi can kulağı ile masumane bir tavırla dinlerler. Bu insanlar buluşlarını hiçbir zaman sadece aklın yolu ile bulmamışlardır. İşin içinde sezginin gücü vardır. Akıl için yol birdir ve tektir. İki kere iki her coğrafyada 4 eder. Ama sezgi ve dolayısıyla sezginin kardeşi olan zeka tamamen kalpten gelir. Kalp bir güneştir ve sezgi, zeka, sevgi, merhamet, masumiyet, olgunluk vs bu güneşten çıkan ışınlardır. Kaynakları aynıdır fakat yönleri şiddetleri ve etkileri farklı şekilde yansımaktadır.