Tarihi 1950’lere dayanan meşhur erkek fuarı Pitti Uomo için Floransa yollarına düştük. Trendleri, harika sokak stillerini ve elbette leziz italyan yemeklerini keşfedecek olmanın heyecanıyla ayak bastığımız bu ufak kent, düşlerimizi bizi fazla bekletmeden gerçeğe dönüştürüyor: Yenilen deniz mahsullü pizza, hemen üzerine ayaküstü içilen espresso ve İtalyan erkeklerinin tartışılmayacak kadar iyi olan stilleri!

Bu seneki Pitti; uluslararasılık, araştırma, yaratıcılık ve yeni yetenekler üzerine kurulu. Fuar; 1062 katılımcı markası, yeni konsept çadırları ve kazandırdığı yeni yeteneklerle bu tanımlamaları fazlasıyla hak ediyor. Hemen standları keşfetmeye, tasarımcılarla ve Pitti fuarının önde gelenleri ile konuşmaya başlıyoruz. Bakalım neler gözlemlemiş, neler dinlemiş, hangi trendleri yakalamışız?

Birincisi; tasarım ve stilin de artık erkek modasında en az dikim kalitesi ve kumaşlar kadar önemli olmaya başlaması. Bu erkek modası için radikal bir trend ve erkeklerin bunu ne kadar kabul edeceğini zaman gösterecek. İkinci ve aslında en ağırlığını hissettiren trend yeni ve daha fazla hissedilen kumaşlar. Bu bize İngiliz modasının gölgesinin daha uzun süre erkek modasının üzerine düşeceğin sinyallerini veriyor! Spor giyimin iyice ön plana çıktığı son yıllarda dikkat çeken üçüncü trend ise, ikinci trendimize inat yaparcasına hafif ve teknolojik kumaşları kullanıyor. Ne de olsa spor bir görünüm erkek giyiminin en önemli bileşenlerinden biri, dolayısıyla modanın işlevselliği anlamında bu trendin de olmazsa olmaz olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.

Şimdi de fuarı gezmeye başlayalım ve hemen göğsümüzü kabartan Türk tasarımcılardan bahsedelim: Tasarımcı markalarının olduğu çadırda Pitti’nin pazarlama müdürünün de özel olarak inceleyeceğini paylaştığı Niyazi Erdoğan var. Alışılmışın aksine ceket ve takımların olduğu biraz daha şık bir koleksiyon hazırlamış. 6. kez katıldığı Pitti’de trendlere yön veren tasarımcılar listesinde olan Serdar Uzuntaş ise son trendlerin takipçisi ultra yumuşak yün ve yepyeni kumaş seçimleriyle bulunduğu listenin hakkını veriyor!

Ve elbette Hatice Gökçe. Türkiye’de avangard çizgilerde dolaşan ve deneysel çalışmalarıyla hep bir adım öne çıkan, erkek modasını çok daha ilerilere götürecek vizyon ve yaratıcılığa sahip tasarımcı Hatice Gökçe, yine kuralı bozmuyor ve bizi şaşırtıyor.

Öne çıkan ve yapacağı işler merakla beklenen 3 özel tasarımcıdan bahsetmeden yazıyı bitirmek olmaz. 2009′un Pitti birincisi Andrea Pompilio merakla beklenen ilk defilesine kadın koleksiyonunu sunarak başladı. Aslında bunun ipuçlarını daha önceki konuşmalarından tahmin etmeliydik: kadın da erkekte birbirinin gardırobundan parçalar alıp giyebilir diyordu! Bu vizyon, unisex giyimin ileride daha da yaygınlaşacağını düşünen fikir önderlerinin düşünceleriyle de örtüşüyor.

Unisex giyim ve minimallik söz konusu olduğunda Kuzey Avrupa ülkelerinin etkilerini önümüzdeki dönem hissedeceğe benziyoruz. Bu öngörümüzü hemen destekleyen bu senenin yeteneklisi Erik Bjerkesjo’dan gözlerinizi ayırmayın. Kuzeyin tüm özelliklerini bir arada toplamış.

Ve son olarak; Japon tasarımcı Masakı Kyoko Homme’un adını bir kenara yazın! İtalya’ya gitmişken sokak stili çekmeden olur mu? Şimdi sizi enfes fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum. Fotoğrafların tamamını facebook sayfasındaki Pitti albümünde görebilirsiniz! Arrivederci!
http://on.fb.me/VXmLA2