buse

Ayasofya, Bizans İmparatorluğu'nun İstanbul'da yaptığı en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. İstanbul'un fethiyle camiye çevrilen Ayasofya, 1935 yılında müzeye çevrilmiş olup yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılmıştır. Peki Ayasofya Müzesi'ni gezerken nelere dikkat edilmelidir?
İstanbul'un tarihi semtlerinden biri olan Sultanahmet Fatih ilçesine bağlıdır. Tarihi Bizans surlarının bulunduğu bölgede Ayasofya Müzesi dışında Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii, Gülhane Parkı, İstanbul Arkeoloji Müzesi gibi turistik mekanlar bulunmaktadır. Bu mekanlardan birkaçı aynı gün içinde gezilebilir. Ayasofya'ya ulaşım ise tramvay ile sağlanabilir. Tramvay'ın Gülhane ve Sultanahmet durakları Ayasofya Müzesi'ne yakın olan duraklardır.
Ayasofya'yı gezerken, kubbesi, içinde bulunan mozaikler ve hat yazıları hakkında bilgi sahibi olmak gezinin daha keyifli ve öğretici geçmesini sağlayacaktır. Bunun için kitapçıklardan yararlanılabilir. Ayrıca birkaç dilde sesli rehberlik hizmeti sağlayan kulaklıklar girişte kiralanabilir.
Henüz kapıdan girmeden Ayasofya'da bulunan önemli eserlerden biri olan altıncı Leon mozaiğiyle karşılaşılır. Bu mozaikte Hz. İsa bir tahtta oturmaktadır ve Doğu Roma İmparatoru altıncı Leon Hz. İsa'ya secde eder pozisyonda durmaktadır. Ayrıca Hz. Meryem ve başmelek Cebrail de bu mozaikte resmedilmiştir.
Kapıdan girişten sonra ise Ayasofya'nın 55.60 metre yüksekliğindeki devasa kubbesinin altında bulursunuz kendinizi. Kubbe defalarca hasar görüp yeniden yapılmıştır. Kubbe en son Sultan Abdülmecid'in emri ile 1847-1849 yılları arasında İsviçreli mimar Fossati kardeşler tarafından onarılmıştır. Kubbenin dört köşesinde yapılmış dört melek figürü bulunmaktadır ve bu melekler bir baş ve altı kanattan oluşan Seraphim betimlemeleridir.
Ayasofya'da, Allah (c.c), Hz. Muhammed (s.a.v); Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin isimlerinin yazılı olduğu 8 adet hat levhası bulunmaktadır ve bunlar herhangi bir kapıdan çıkarılamayacak büyüklükte yapılmıştır. Ayrıca Ayasofya'da eskiden halk arasında şifalı olduğu söylenen dilek sütunundaki oyuğa baş parmağınızı koyup, elinizi saat yönünde tam bir tur döndürerek dilek dileyebilirsiniz.
Son olarak gezinin ardından Sultanahmet'in meşhur köftesini denemenizi tavsiye ederim. Yemekten sonra çayınızı da Gülhane Parkı'nda boğaza karşı içebilirsiniz.