eg24

Her 8-10 kadindan birinde görülen meme kanseri son yillarda artis gösteriyor. Erken tani ile tedavi sansi yüksek olan meme kanserinde en önemli kural, kisini kendi meme yapisini tanimasi ve riskini bilmesi olarak tanimlaniyor. “1-31 Ekim Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkindalik Ayi”nda Memorial Atasehir Hastanesi Tibbi Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Gökhan Kandemir, meme kanseri ve tedavisi hakkinda bilgi verdi.

Yas ilerledikçe risk artiyor

Meme kanseri; özellikle kadinlarda görülen, meme hücrelerinin anormal derecede çogalmasi ve kontrolsüz büyümesi ile gelisebilen bir kanser türüdür. Yas ilerledikçe meme kanser riski artmaktadir. Meme kanserinde en önemli risk faktörü kadin olmaktir. Özellikle kadinlik hormonu olarak da bilinen östrojene maruz kalinma sürenin uzun olmasi meme kanseri riskini artirmaktadir. 12 yasindan önce adet görme, 55 yasindan geç menopoza girme östrojen hormonuna maruz kalma süresini artirmaktadir. Hiç hamile kalmamis kisiler için de risk mevcuttur. Dogurganlik çaginda dogum kontrol haplari kullanmak özellikle bu kullanimlarin 5 yili geçmesi riski artirir. Menopoz sonrasi sikayetlerini gidermek için uygulanan hormon tedavisinin içinde de östrojen hormonu bulunmaktadir. Bunun için bu hormonlarin da 5 yildan fazla alinmasi meme kanseri gelisme riskini artirabilmektedir.

Her 100 meme kanseri vakasindan 1’i erkek

Özellikle kadinlarda rastlanan meme kanseri nadir de olsa erkeklerde de kendini gösterebilmektedir. Yaklasik olarak her 100 meme kanserinin 1’i erkeklerde görülmektedir. Kadinlardaki belirti ve bulgular ile ayni olmakla beraber; bu konunun farkinda olunmamasi nedeni ile erkeklerde meme kanseri genellikle ileri evrede tani konulmaktadir.

Fazla kilolar ve hareketsizlige dikkat!

Meme kanseri %5 oraninda kalitsal nedenlere dayanabilmektedir. Ailesinde, birinci dereceden akrabalarinda meme kanseri olan kisiler risk altindadir. Bunun disinda alkol kullanmak, kilo fazlaligi, fiziksel aktivite yetersizligi meme kanser riskini artiran durumlardir. Küçük yaslarda farkli nedenlerle özellikle gögüs bölümüne radyasyon alinmasi da meme kanseri olasiligini artirmaktadir. Meme de ele gelen bir kitle, hissedilen bir sertlik, derisinde meydana gelen degisiklikler, meme basinda akinti veya kasinti, kirmizi renk yaralar, memede sekil olarak büyüme, asiri hassasiyet, kirmiziliklarin ve iltihabi bir görüntünün olmasi meme kanserine isaret edebilmektedir.

Kendinizi taniyin riskinizi bilin

Meme kanserinden korunmada ilk adim, kisinin meme yapisini tanimasi ve risk faktörlerinin bilincinde olmasidir. Ailesel bir risk olup olmadigi bilinmelidir. Eger kisi bu tür bir ailesel risk tasiyorsa, kendi kendine meme muayenesini düzenli yapmali ve rutin doktor kontrollerini ihmal etmemelidir. Herhangi bir risk faktörü tasimayan kadinlar 20 yasindan sonra kendi kendine muayenesi yapmaya baslamalidir. Her iki meme kol alti dahil olmak üzere tüm kadranlari ile degerlendirilmelidir. Adet görmeyen kadinlar ise her ay kendilerine bir gün belirlemeli ve o günlerde rutin kontrollerini yapmalidirlar.

Mamografi erken evrede tani sansi saglar

Meme kanseri tedavisinde erken teshis esastir; çünkü erken tani ile baslayan tedavilerde basari sansi oldukça yüksektir. Bunun için 20 yasindan sonra 3 yilda bir doktor kontrolü yapilmaya baslanmalidir. 40 yasindan sonra ise yillik doktor muayenesi ve yillik mamografi tetkiki mutlaka yapilmalidir. Mamografi çekilmesi de meme kanserinin erken evrede yakalanmasini saglar. Yillik olarak yapilmasi ile asiri radyasyona maruz kalinmaz. Mamografi çekimi sirasinda memeye uygulanan sikistirma islemi de kanser gelismesine yol açmamaktadir.

Erken evrede yakalanan tedavide basari sansi yüksek

Erken dönemde saptanan durumlarda cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Daha ileri asamalarda ise radyoterapi, kemoterapi gibi diger tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir. Erken dönemde çikarilan tümör dokusunun daha sonra gelisme riski olmakla birlikte çok azdir. Bu tekrari engellemek adina kemoterapi yardimci amaçla kullanilmaktadir. Eger tümör dokusu hormon duyarli ise hormonoterapi uygulanmaktadir.

Akilli ilaçlar ile yasam kalitesi artiyor

Son yillarda kullanilan akilli ilaçlar ile direkt kanserli hücreler hedef alinmakta, saglikli hücrelere bir etki olmadigindan yasam kalitesi de artmaktadir. Her alanda oldugu gibi kanser tedavisinde de artik bireysel bir tedavi uygulanmaktadir. Kanser hücrelerini büyüten sinyalleri, degisiklikleri bilmek ve tanimak önemlidir. Bir kanser hücresinin nasil çogaldigini bildigi için artik çok daha etkin bir tedavi yapilabilmektedir. Kanserin kendisi hiç bir zaman saç kaybina yol açmaz. Tedavide kullanilan ilaçlar ve beyin isinlamasi gereken durumlarda radyoterapi nedeniyle saç dökülmesi görülebilir. Ancak meme kanseri tedavisinde giderek daha çok yayginlasan “akilli ilaçlar” ile artik saç kaybini görülmemektedir.